Açina Tayeçe
Ziyaretçi
|
 |
« : 02 Ocak 2014, 18:21:03 » |
|
Twitter'da "Türkiye Gerçekleri "isimli bir kullanıcı CHP'yle ve Mustafa Sarıgül'le ilgili çarpıcı iddialar ortaya attı. Kime ait olduğu bilinmeyen Twitter hesabında, Mustafa Sarıgül'ün oğluyla ilgili iddialar dikkat çekti.
1-Nazmiye diye Dhkp-c kadrosu bir elemanı çalıştırıyormusunuz? Bu bayanı Başta Yunanistan olmak üzere,kaç defa yurtdışına gönderdiniz? 2-Nazmiye ve Özgür isimli Dhkp-c elemanlarını belediye binasında,hangi makamda agırlıyordu yegeniniz Engin? 3-Yegeniniz Engin e Müdürlük vermişsiniz,Dhkp-c den sorumlu müdürünüzmü? 4-Dayınız olarak bilinen Cahit,hangi dini cemaat ve gruplarla ilişkini yürütüyor? son görüşmelerde Cahit neden size uyarıda bulundu? 5-imdat kaygın-zikir kaygın adlı iki müdürünüz,alım ve ihalelerdeki rolleri ne? size yakınlık derecelerini açıklayabilirmisiniz? 6-imdat kaygın-zikir kaygın hangi ihalelerde,hangi işadamları ile pazarlık yaptılar? verilen rakamı komik bulup,dosyayı eksik gösterdinizmi 7-Bu Osman Arslan kim? Evinde yada başka residence larda,kaç daire var içleri çelik kasalı? adam kanser,dikkatli ol ölebilir 8-Bu Osman Arslan a neden bu kadar güveniyorsun,para bu,hemde korkunç paralar,yüzde kaç alıyor? 9-Baykal dan intikam alacam demiştin,bu intikam kaset ilemi oldu? Trakya da bir şarap fabrikasından alınıp,kimlere verildi kaset? sakın bunları inkar ve yalanlamaya kalkışma,bunlar senin daha en temiz yüzün,daha neler neler görecegiz..Yalanladıgın herşeyi göreceksin Nazmiye nin 2005 den sonra pasaport kayıtları ve ismini saydıgımız isimlerin tüm görüşme metinleri seni yalanlar... Benim görünür olmayacagımı çok iyi biliyorsun,ama unutmaki bunları TV lerde çarşaf çarşaf gösterecek gazeteciler var Dedigim gibi,daha yeni başladık konumuza,arkası ne kadar gelecegini sen biliyorsun... Bu arada sana bir uyarı,Belçika nın Türkiye ye verdigi Dhkp-c arşivlerinde bolca ismin geçiyormuş,umarım önüne çıkmaz:) Seçime kadar çok zamanımız var.Benimde gösterip yazacagım çok şeylerin olacagını unutma derim.Kaset başına iş açacak benden söylemesi Seni severim,çok yardımların olmuştu örgüte,ama oglun ve yegenin çok acemi iş yapmışlar.Benim suçum yok:) İnanmayan arkadaşlar,yazdıgım isimleri azıcık bir araştırıp,öyle yorumlar yapsınlar lütfen:) Artık Çare degilsin sn Sarıgül,açıklayacaklarımla inan çaresizsin...... Bu açıkladıklarımız birşey degil,seçim süreci içinde çok şeye şahit olacaksınız,Almanya görüşme tutanakları dahil bunlara Tekrar soruyorum? Dhkp-c nin Okmeydanı da faliyet gösteren İdil Kültür Merkezinin faliyet gösterdigi mülkiyeti 380 bin Tl ye +++ ++Sizmi aldınız? Parayı kimler tarafından Yürüyüş dergisine ulaştırdınız? Bu mülkiyetin parasını hangi Chp li iş adamından aldırdınız?
Peki kimdir bu Türkiye Gerçekleri? Adının Mustafa Selanik olduğunu öğrendiğimiz Türkiye Gerçekleri kendini şöyle anlatıyor: "İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanıp, Anadoludan İstanbul'a gelmiş, milliyetçi muhafazakar aile kültürü ve terbiyesi ile yetişmiş biriydim. İstanbul büyük ve korkutucu şehirdi,beyin gücün yetmedigi anlarda,sıgınacak limanlar ararsınız.. Benim limanım,okul yurdunda ,aktif olan Dev-Genç liler olmuştu, beni devrime inandırmış, artık devrimci olmuştum,aileden aldıgım islami kültür uzağımdaydı artık. Yurtta dergi satışı ile başlayan faliyetlerim, sağ gruplarla çatışacak boyutlara gelmişti... Aileden kopmuş,artık ailem olarak devrimcileri görmüştüm,ben yoktu biz vardı artık. Gençligin verdigi özgüven ile her kavgada, her mitingde vardım. Devrimci Yol bölünmüş, Dev-Yol ve Dev-Sol ortaya çıkmıştı. Ben Dev-Sol'cularla birlikte hareket kararı almıştım. Bu kararda en etkili isim Sinan Kukul (1992'de öldürülen Dhkp-c liderlerinden) olmuştu. Sıkıyönetim derken 12 Eylül sabahı, devrim yapma sürecimiz askıya alınmış, ülkede darbe olmuştu. Kaldıgımız öğrenci evinde bizlerde gözaltına alınarak, Selimiye Kışlası'na gotürüldük. 45 gün sorgu adı altında insana yapılacak en berbat işkence ve uygulamalara tabi tutulduk. Bu uygulamalar ileride daha keskin,daha sert,daha acımasız olmamızı sağladı malesef. Sistem bizi eritmek isterken biz demirden, çeliğe dönmüştük. Selimiye'den sonra Metris cezaevi sürecimiz başlamıştı. Metris'te D.Karataş ,H.Solgun gibi Dev-Sol liderleri de bulunuyordu. Kısa sürede, cezaevi psikolojisi yıkılmış, örgütlü yapılanma başlamıştı,direniş ivme kazanmış ,1994'e gelindiginde,Türkiye tarihinirin ilk ölüm orucu eylemi yapılmıştı. Eylem nedeni, cezaevlerinde tektip elbise giymemekti. 4 ölümden sonra, eylem başarıya ulaşmıştı. Direndik, kazandık özgüveniyle, cezaevi artık bir okuldu. Siyasi, askeri egitimler alnnmaya başlanılmıştı. Kısaca,dışarıda olan, yakalanmayan veya cezaevinden çıkan örgüt elemanları,bu süreçten sonra cezaevinden hep yönetildi. 19 Aralık 2000'e kadar. 1996' da cezamı tamamlayıp çıkmıştım, her çıkan örgüt elemanına, dışarıda devrimcilik yapıp yapmayacagı sorulurdu. Bana da sorulduğunda, tereddütsüz yapacağımı söyledim. Anadolu'dan gelen o milliyetçi, muhafazakar çocuk, artık profesyonel devrimci olmuştu. Bunun en büyük nedeni, idoloji değildi. 12 Eylül'de gördüğü insanlık dışı uygulama ve işkencelerdi. Çıkışımdan, 2005 yılına kadar profesyonel devrimcilik yaptım. Kısa dönemler tekrar cezaevlerinde kaldım. Bu süreçte eylemcilikten yöneticiliğe kadar, her çeşit görevde bulundum. Suriye, Yunanistan başta olmak üzere, birçok ülkede kaldım. 2007'den sonra yorgunluk, beynimdeki sorunlarla yavaşlamaya başladım. Geri planda legal alanda çalıştım. 2011'e gelindiğinde sıradan bir sempatizandım."
|