Rusya ve Orta Asya Kürdleri
Eski Sovyet coğrafyasında yaşayan azınlıkların çoğu taşra bölgelerindeydi. Sovyet sisteminin değişmesiyle birlikte herkes bir mecra buldu kendine, ama o dönemde taşranın en diplerinde yaşayan, sürekli dağ bölgelerine doğru çekilen Kürdler hala taşrada yaşamaya devam ediyorlar. Kendi coğrafyalarında da benzer bir yaşam biçimine sahip olan Kürdlerle diğer halklar arasındaki kültürel diyalog ise kimi zaman sancılı, kimi zaman şenlikli...
Devlet kayıtlarına göre halen krasnadar bölgesinde 6 bin Kürd yaşıyor, gayri resmi yerleşimlerle birlikte 8 bini buluyor bu sayı... Adıgey alanında ise 6 köydeki sayıları 4 bin kadar... Adıgey’de yerleşik halk Çerkez olsa da burası tam bir halklar mozaiği... Ermeniler, Ruslar, Yunanlar, Tatarlar, Aşurilerle birlikte Kürdler de bu mozaiğin renklerinden birini oluşturuyor. Ancak bu mozaik renklerinden sadece halkların farklılıklar kastedilmiyor, yoksul halkın üzerinde taşıdığı yamalar için de kullanılıyor mozaik kavramı...
DOM KAZAKLARININ BÖLGESİNDE KürdLER
Krasnadar ünlü Dom Kazaklarının yaşadığı bir bölge. Kazakları Kazakistan’daki Kazaxlar ile karıştırmamak gerek. Bu Kazaklar Şolov’un romanlarında geçen, Ukrayna’da ve Rusya’nın sınırlarında savaşarak ve küfür ederek yaşayan boş zamanlarını ise içerek ve sevişerek geçiren Dom kıyısının Kazakları...
Rusya’nın kırsal bölgelerinde yaşayan Kürdlerin prototipi, Krasnadar ve çevresinde sergileniyor sanki. 1989’da Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalarda göçe tabi tutulan Kürdler Pimakov’un talimatıyla bu bölgeye yerleştirildiler. Bu tarihe şahitlik edenler bu dönem trenlerle buralara göçertilen Kürdlerin sayısının 60-65 bin olduğunu belirtiyor. Bunların 50 bin kadarı Krasnadar çevresine, 15 bin kadarı Adıgey bölgesine yerleştirilmişti. Ancak Kürdler buraya yerleştirildikten sonra devletin desteğini kesmesi nedeniyle giderek yoksullaştılar. Onlar da çareyi Rusya’nın diğer bölgelerine göç etmekte buldular. Ve sonunda Krasnadar’da 8 bin civarında Kürd kaldı.
Çerkez yöneticiler Kürdlerden oy aldığı için memnun olsa da, bölge yönetimi hala Kürdleri politik olarak ulusal güvenlik sorunu içinde görüyor. 1989’da Primakov’un Kürdleri bu bölgeye yerleştirdiği sırada başlayan otonomi tartışması, bu paranoyanın temelini oluşturuyor. Bu nedenle Çerkezler ve aşırı milliyetçi Slav örgütleri, Kürdlerin buradaki yoğunlaşmalarını bir özerklik talebi korkusuyla izliyor. Bu yüzden de bazı basın organları ve internet sitelerinde sürekli olarak Kürd karşıtı bir söylem kullanıyorlar.
SERFLİK VE KABAK TADI VEREN YAŞAM
Oysa Kürdler hala geniş aile tipi geleneklerini sürdürüyorlar. 7-8 çocuklu aileler, evlenenlerin aile içinde yaşamaya devam etmesi gibi gariplikleri devam ediyor Kürdlerin. Çevre halklar tarafından da garip karşılanan bu durum, yeni nesil tarafından kısmen değiştiriliyor. Çünkü genç çiftler 4-5 çocuğu yeterli buluyor.
Geniş aile ve toprak işçiliği Kürdleri serf konumunda tutuyor. Adıgey’in köylerinde yaşayan Kürdler çoğu zaman Ruslardan kiraladıkları topraklarda tarım yapıyorlar. Kendileri için aldıkları küçük bahçeler henüz geniş ailenin yaşamını istihdam etmeye yetmiyor. Bu yüzden de çoğu aile kiraladığı topraklarda çalışıyor ve mahsulden elde ettikleri gelirleri toprak sahibiyle paylaşıyor.
Adıgey bölgesindeki Belo Köyü’nde yaşayan Ali 25 yaşında. Onu tarlada annesiyle birlikte şeker pancarı çıkarırken buluyoruz. Havalar çok soğuk, nerdeyse kar yağmak üzere ve her taraf çamur içinde. Annesi, babası ve kardeşleriyle birlikte yaşıyor Ali... Evli ve 4 çocuğu var. Bu geniş aile, kendilerine ait küçük bir evde kalmak zorunda. Tarlada çalışırken konuşuyoruz Ali’yle. Çalıştıkları 10 dönümlük toprak yetmediğini için Rus komşularından kiraladıkları toprakları ekiyorlar. Ayrıca birkaç da inek besliyorlar.
Bölgede yaşayan Kürdler daha çok kiraladıkları topraklarda Kabak yetiştiriyorlar. Çünkü bu toprakların verimlilik düzeyi, en fazla kabak ürününü gözde haline getirmiş. Diğer yandan, üreticiler kapılarının önünden ürünlerini satabiliyorlar. Kabağa ihtiyacı olan fabrika sahipleri, özel arabalarıyla bu köylerdeki satıcıların kapılarına kadar gelip ürünleri satın alıyorlar.
Bu konu hakkında konuşan Feyzo Hüseyin, Kürdlerin genelde kabak yetiştirmelerine rağmen yer yer az olan topraklarından maksimum gelir elde etmek için seracılık yaptıklarını da anlatıyor. Her evin tarımın yanında birkaç baş hayvan da yetiştirildiğini belirten Hüseyin, bölgedeki Kürdlerin en büyük sorununun işsizlik olduğunu belirtiyor. Hüseyin, genç nüfusa sahip olan Kürdlerden sadece yılın bazı mevsimlerde belli bir kesimin tarım yapabildiğini söylüyor. Çünkü arazi kıt... Tarımda iş yapamayanların önemli bir kesimi ise sürekli işsiz...
TOPLUMSAL UZLAŞMA DA VAR, KÜLTÜREL ÇATIŞMA DA
700 hanelik Belo Köyü’nde Aşuriler, Ermeniler, Yunanlılar, Kürdler, Ruslar ve Çerkezler yaşıyor. Bu köyde Kürdlere ait 200 ev var. Merkezi Belo Köyü’nde bulunan Kürd Kültür Derneği, çevre köylerde ve Adıgey Özerk Cumhuriyeti’nde de belli bir saygınlık kazanmışlar. Kürd Kültür Evi ve Yerel Kürd Meclisi Başkanı Xudeda Ahmet, Kürdler ve Ermeniler gibi bazı halkların sonradan göçle buraya geldiklerini anlatıyor. Ve ekliyor: “Halklar arasında toplumsal uzlaşma var, Kültürel farklardan doğan sorunlar da...”
Ahmet, buradaki halkın birlikte yaşamak zorunda olduğuna dikkat çekiyor. Çocukların bile birbirlerinin dilini anlamaya başladıklarını ve birbirine komşu ailelerin çocuklarının sokaklarda birlikte oynadıklarını vurguluyor. Ahmet, aynı köyde yaşayan halkların bir birlerini kabullendiklerini, acı ve tatlı günlerini paylaştıklarını, ancak gençlerin kültürel bir çatışma yaşadıklarını itiraf ediyor ve bunun toplumlararası uzlaşmayı zora sokabileceğinden duyduğu endişeyi dile getiriyor.
Kürdlerle diğer toplumlar arasında kız alıp verme ilişkileri de gelişmeye başlamış. Örneğin Sadove Köyü’nde Yunus’un kurduğu aile yapısı oldukça ilginç. Yunus önce bir Kürd kızıyla evleniyor, ancak çocukları olmayınca eşi Yunus’un yeniden evlenmesine izin veriyor. Yunus komşu köyden, bir kız çocuğu annesi dul bir kadın olan Nataşa Stubovokova ile evleniyor. Şimdi Yunus iki eşli ve biri üvey olmak üzere 3 çocuğu var. Çocukların hepsi de Rus anneden olmasına rağmen evde Kürdçe konuşuyorlar ve Kürdçe’yi Rusça’dan daha iyi biliyorlar. Şüphesiz Ruslarla tek evlenen Yunus değil. Çok fazla olmasa da Kürd ve Rus evliliğiyle kurulmuş olan aileler var bu bölgede.
İBADETTEN VE EĞİTİMDEN UZAK...
Sayıları parmakla gösterilecek kadar az meleden biri olan Abdulbari Hıso, Kırgızistan’dan gelmiş. Mele Hısso burada yaşayan Müslüman Kürdlerin Müslümanlığı bilmediklerinden yakınıyor. Mele Hisso duygularını şöyle dile getiriyor: “Ermenistan, Azerbaycan hatta Kazakistan’dan buraya gelen Kürdler Müslüman inancını benimsemiş, ancak ne Müslümanlık hakkında bilgileri var nede ibadet ediyorlar. Çoğu İslam’ın beş şartını bile bilmiyor. Asla namaz kılmaz ve oruç tutmazlar. İslam’ı çoğu zaman Hıristiyanlık gibi ele alıyorlar ve yaşamları ile inançlarını birbirinden ayrı tutuyorlar. Örneğin yaşadıkları köylerde cami veya mescit yok ve toplu ibaret talep etmiyorlar. Ama ölülerinin İslam’a göre yıkanmasını istiyorlar, kurban ve ramazan bayramlarını kutluyorlar.”
Kürd toplumu içinde şaşırtıcı bir biçimde eğitim düzeyi düşüyor. Sovyet döneminin nispi imkanlarından dolayı kısmen eğitime ısınan ve giderek okuma düzeyi yükselen Kürdler, Sovyet sonrasındaki yeni göç olgusuyla birlikte tekrar eski cehalet kıskacına giriyor. Rusya’nın kırsal bölgelerinde yaşayan Kürd çocuklarının eğitim düzeyi düşüyor. Özellikle de kız çocukları içinde bu oran belirgin biçimde göze çarpıyor. Bu durum, önemli toplumsal sorunlara da yol açıyor.
SORUNLARIN AĞIRLIĞI KADINLARIN SIRTINDA
Kız çocuklarının okuldan erken alınması ve küçük yaşta evlendirilmesi en önemli sorunlar... Adıgey Kürd Kültür Derneği çalışanlarından Nevroz Serhat, sorunun kapalı feodal yapıdan kaynaklandığını belirtiyor. Erken yaşta evliliği geleneksel yapıya bağlayan Serhat, sosyal yapıdaki farklı kültürler karşısında duyulan paniğin bunda rol oynadığını anlatıyor. Serhat’ta göre Kürdler, çocuklarının Rus komşulara benzeyeceğinden korkuyor ve erken yaşta evlendirerek kontrol altına almak istiyor. Son 15 yılda erken evliliğin artış göstermesini de bunun göstergesi olarak sunuyor Serhat... Ancak Kürd kadınlarının tek sorunu bu değil. Kadınlar Kürdistan’da olduğu gibi tarlada çalışıyor ve bütün gıda ihtiyacını onlar karşılıyor. Bu nedenle kadınlar, sosyal ve ekonomik sorunlardan en çok etkilenen kesimi oluşturuyor.
RUSYA’DA DA KİMLİKSİZ, RUSYADA DA GÖÇERLER...
Kürdlerin kendi coğrafyalarındaki sefalet ve geri kalmışlık, bu bölgede de yakalarına yapışmış durumda. Rusya’nın diğer bölgelerindekiler gibi Adıgey Kürdleri de bürokratik sorunlarla boğuşuyor. Halen bine yakın kişi, kimlik veya oturum belgesi olmadığı için köylerinden dışarı çıkamıyor. Kürd kültür Merkezi ve Yerel Kürd Meclisi Başkanı Xudeda Ahmet, bölge yönetiminin oturum ve vatandaşlık verdiğini, ancak bunda eli ağır davrandığını belirtiyor. Ahmet, bu durumu yeni Kürd göçlerinden duyulan kaygıya bağlıyor.
Bölge yönetiminin bu tutumu hukuk ve insan hakları açısından büyük bir haksızlık olarak değerlendirilse de, yeni göçler bekleme konusundaki kaygılar hiç de yersiz değil. Çünkü daha bizim bölgede olduğumuz sırada Kırgızistan’ın Pişmek kentinden gelen Kemal Mustafa, Belo Köyü’nde Ruslardan 5 ev satın alıyor. Mustafa, Kırgızistan ve Kazakistan’da zor durumdaki yakınlarının gelip bu evlere yerleşeceğini belirtiyor.
Kırgızistan Kürdlerinin sosyal ve ekonomik durumları kötüye doğru giderken Kazakistan Kürdlerinin son dönemlerde uğradıkları baskılar nedeniyle her an yeni bir göç dalgasının patlak vermesi bekleniyor. Adıgey Kürdleri ise göçlerin yeni sorunlara yol açabileceğinden kaygılı. Çünkü bölge yönetimi daha önce yeni göçlerin olmaması için uyarılarda bulunmuş. Aslında göçler konusunda yasal yollar da var. Örneğin Rus devleti eski Sovyet coğrafyasında yaşayan insanların Rusça bilme koşulu ile Rusya’nın belli bölgelerine göç etmesine izin veriyor, hatta bunu teşvik ediyor. Ancak Kürdler tuhaf bir biçimde, devlet yasaları ve planlarından bağımsız hareket etmeyi seçiyorlar.
DEMİŞTAŞ’I NİYE TUTUKLADILAR?
Rusya Kürdleri, Kürdistan’daki gelişmelere de oldukça duyarlılar... Örneğin Sadove Köyü’nden Kaze adlı yaşlı kadının sorduğu ilk soru Nurettin Demirtaş’ın neden tutuklandığı ve sonuçlarının ne olabileceğiydi... Ülkelerini hiç görmemiş olsalar bile, ülkelerindeki sorunları yakından takip etmeleri ve bölgede Kürdlerin uğradıkları baskılara karşı bu kadar ayrıntılı bilgi sahibi olmaları şaşırtıcı geliyor bize. Dünyanın başka yerlerindeki Kürdler gibi onlar da Roj tv izliyorlar. Ancak bölgede konuştuğum bir çok insan PKK’nin geliştirdiği silahlı direnişten sonra Kürdlerin de giderek ülkeleri hakkında daha duyarlı olduğunu ve televizyon olmasa bile çeşitli yayınlar yoluyla olup bitenleri öğrenmeye çabaladıklarını belirtiyorlar. Rusya’da göçle, ekonomik sefaletle, yoksulluk ve sürgünlerle iç içe yaşayan Kürdler, hâlâ kültürlerini koruyor ve hâlâ Kürdistan’daki gelişmelere duyarlı yaşıyorlar.
Kaynak: BİR KÜRD ENİĞİ FORUMUNDAN
Köprülerin (Linklerin) Görülmesine İzin Verilmiyor.
Köprüleri (Linkleri) Görebilmek İçin Üye Olun veya Giriş Yapınhttp://www.bydigi.net/genel-kultur/246699-kolhoz-dan-tasraya-rusya-kurtleri.html