Karagerey
Atsızcı

ileti Sayısı: 1.857
|
 |
« Yanıtla #7 : 05 Mart 2012, 17:38:52 » |
|
ÜLKÜ VE ÜLKÜCÜLÜK Ülkü nedir? Sözlük anlamına bakınca ilginç, biraz da bizden uzak anlamlarla karşılaşıyoruz. SÖZLÜK ANLAMI 1. Amaç edinilen, ulaşılmak istenen erek, ideal. 2. Gerçekte olmayıp, yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal. 3. İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemiyecek olan, hep yalnızca gereklilik, yalnızca erişilmesi istenen erek olarak kalan kılavuz ilke, örnek yargı ölçüsü, mefkûre, ideal.
Birinci madde haricindeki diğer maddeler tam olarak bizi yansıtmamaktadır. Belki de benim içimdeki ülküyü yansıtmamaktadır demek daha doğru olacaktır. İnsan gerçekleşmeyeceğine inandığı hiçbir davanın ya da olayın peşinden koşmaz, koşamaz ya da uzun süreli bir dava olamaz. Oysa bizim ülkümüz böyle midir? Gaspıralı Beğimizle beraber tekrar şahlanan ve hâla devam eden bir sevdadır. Başbuğumuz Atatürk ile Türklüğün yeniden anlamının hatırlandığı ve Acun için Bu ulu Irkın olmazsa olmaz olduğu gösterilmiştir. Başbuğumuzdan sonra tekrar ayaklar altında çiğnenmeye çalışılan Türk onurunun Atsız Beğimiz ile yükselişe geçmesi, Onun zamanında değerinin bilinememesine rağmen, günümüzde biz Atsızcılarla Turan kurulana kadar devam edecek olan bir davadır. İkinci ve üçüncü maddeler eksik ya da yanlıştır. O halde bir madde daha eklenmelidir. O da şu olabilir: Ülkü; “Gerçekleşmesi bazen uzun zaman isteyen, uğrunda nice canlar verilip, kanla ulaşılan kutsal davadır.” Ülkücü ne demektir? Kimdir? Ülkücü nasıl bir insan olmalı ve nasıl bir yolda yürümelidir? Sıkıntı da burada başlamaktadır. Adına Milliyetçi site diyenlerin birçoğu, ülkücülüğün içine dini katmadan yapamazlar, Sanırlar ki, Ülkücü islam uğruna can verendir. Sanırlar ki, islam birliğidir. İş te biz Atsızcılarla aradaki fark burada başlamaktadır. Davanın içine din girerse nasıl Turana gidilecektir? Baştan kaybedilen bir dava olur. Yada sözlük anlamındaki son iki madde bunlar için geçerlidir diyebiliriz. Bu konuda hemen bir milliyetçi siteden küçük bir alıntı yapayımda olay tam açıklığına kavuşsun; "İslamı hayat nizamı olarak seçen, bu nizamı tavizsiz bir şekilde yaşamaya çalışandır.
Türk olmanın gururunu faziletiyle bütünleştiren, Türk-İslam Ülküsü'nü yaşayandır.
Günü birlik siyasi menfaatleri aşarak, asırlar sonrasını görebilen ve asırlar sonrası için hazırlık yapan insandır.
Allah için seven, Allah için savaşan, Allah'ın rızasına koşan, Allah nizamı için yanan, Allah için savaşan kahramandır.
Semalarda dalga dalga yayılan ezan susmasın diyerek toprağın kara bağrına düşen candır.” Diye devam eden tam bir saçmalama ve Turan dışı bir açıklamadır. Biz öyle bir ırkız ki, en imkansızları başarmış, tarih kitaplarının kıskanarak yazdığı şanlı bir tarihe sahip bir ırkız. İmkansız kelimesi sadece acınası insanların limanıdır. Kür Şad ve Kırk çerisinin Çin sarayını basması, İmkansıza inananlar için yeterli bir olay değil midir? Biz imkansızları olabilir kılan bir ırkız. Onun için sözlükler bizi yazamaz. Sözlükler bizim davamızı tarif edemez. Biz Ülkümüz uğruna can verirken, O ülkünün gerçekleştiğini göremeden ölürken de biliriz ki; O ülkü biz görmesek de gerçekleşecektir. Bunun için ülkümüz uğruna ölürken, O ülküyü yaşayacak olanlar için mutlu ve gururla ölürüz, ölmesini biliriz. Ülkü ve ülkücülük, 12 Eylül İhtilaline kadar tırpan yemiş ve 12 Eylül ile beraber rayından çıkmıştır. İslam ile sentezlenen bir dava olmuştur. İşin en kötüsü de, Ülkücüler uzun zaman mafya kelimesi ile beraber anılmışlardır. Bu iğrenç durum, bu uğurda canlarını veren kandaşlarımızın kemiklerini sızlatmış ve iç güçlerin ekmeğine yağ sürmüştür. MHP nin, Ülkücüler ve Ülkücü Hareket, Ülkücü davanın yozlaşmasında ya da hedeften çıkmasında büyük bir rolü vardır. Hat ta tek başına yazlaştıran ve hedeften çıkaran bir partidir. Bozkurt’un kaldırılıp, yerine üç hilalin getirilmesi, Turandan islama kaymanın ilk işaretidir. Ülkücüleri Turan hedefi yerine kardeşlik safsatasıyla yoldan çıkaran bir partidir. 80 öncesi ülkücüler ya da MHP’li ülkücüler Hep Tanrı derlerken, şimdi ise Tanrı kelimesini unutmuşlar ya da unutturulmuşlar ve Allah demeye başlamışlardır. Dilde yozlaşmada böylece devam etmiş ve MHP’de bu yozlaşmaya çanak tutmuştur. 80 Öncesinde bu kutlu dava uğruna uçmağa varan ülküdaşlarımıza yazık değil mi? Onlar karşılıksız sevdiler bu davayı. Karşılık beklemeden can verdiler bu kutlu davada. Bizler bu günlerde, bu dava için mücadele edebiliyorsak. Onlara borçlu değil miyiz? Unutmamalıyız ve unutturmamalıyız. Fettullah Gülen Cemaati Emniyet içinde örgütlenirken, emniyet içinde onlara biat etmeyen milliyetçileri, medyaya emniyet içindeki mafya diye servis etmiştir. Bu kıyıma, MHP asla ses çıkarmamış ve böylece ülkücüler yok edilmiş ve emniyet çok kolay teslim alınmıştır. Son yıllarda, artık ülkücüyüm demek ile MHP liyim demek eşdeğer olmuş ve bize leke sürmek kolaylaşmıştır. Önce Türkiye ve sonra tüm dünya bilmeli ve bilecek, bizler Atsızcıyız. Bizlerin tek hedefi Turan’dır. Çıkarsız, kan kokan, Türk kokan, Tanrı dağı kokan bir hedeftir. Ölüm kol gezerken Tanrı dağın eteklerinde, Kür Şad ve Çerileri değil miydi ölüme gülen? Açlıkla sınanırken Türkler, Torosların eteklerinde, Başbuğ Atatürk değil miydi, Acuna meydan okuyan? Tüm Acunda Türk’e zulüm varken, acımasızca, Uyumak yakışıyor mu sana ey ırkım, çabuk uyan. Günümüzde ise, sanal alemde örgütlenmeye çalışan Türkçüler veya ülkücüler yeni yeşeren bir fidan gibidirler. Bu fidanlar birbirinden ne kadar uzak dikilirse o kadar çabuk kırılacaktır. O kadar çabuk dış darbelere maruz kalıp kanadı kolu kırılacaktır. Hep beraber baş koymalıyız bu kutlu davaya. Kırgınlıkları atarak, çok başlılıkları yok ederek, tek bir çatı altında birleşerek başaracağız.Hocalı için yapılan yürüyüş de göstermiştir ki, fark edildik. Fark edilmek bizi büyütmeli, bizi kenetlemeli. ARTIK SOLGUN 11 ARALILKLAR YAŞANMAMALI. Gelecek 3 MAYISDA, CENGİZ HANIN ORDUSU GİBİ, TUNÇ GİBİ OLMALIYIZ. HEP BERABER TURANA YÜRÜRKEN EZMELİYİZ TOPRAĞI, TİTREMELİ AYAKLARIMIZIN ALTINDA.
|