İktidar yanlısı bir gruba ihale edilmesi güçlük çıkardığı için Rusya ile “devletten devlete bir proje” olarak anlaşılan Akkuyu nükleer santral yasa tasarısı komisyondan sessiz sedasız geçti. Ancak genel kurula geldiğinde büyük tartışmalar yaratması beklenen tasarının içeriğinde bağımsızlığa aykırı birçok hüküm vardı. Milliyet yazarı Melih Aşık bu hükümleri CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’e dayanarak bugünkü yazısının “Akkuyu kara kuyu!” başlıklı bölümünde şöyle dile getirdi:

   “Mersin’in Akkuyu mevkiinde yapılacak nükleer santralla ilgili yasa dün TBMM Dışişleri Komisyonu’na geldi. Tasarı yeterince görüşülmeden alelacele komisyondan geçirildi. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, tasarının esaret koşulları getirdiğini bildiriyor. Bakın neler öngörüyor bu anlaşma:

- Sahibi yüzde 100 Rusya olan bir proje şirketi kurulacak.

- Türk tarafı araziyi bedelsiz olarak Rus şirketine devredecek.

- Santralın yardımcı tesisleriyle üreteceği elektriğin sahibi Rus şirketi olacak.

- Santralın inşaasında Rusya’dan kalifiye işçiler ve personel çalıştırılacak.

- Türk tarafı, Rus çalışanların ülkeye giriş çıkışı, Akkuyu sahasında yerleşimiyle edindiği taşınır ve taşınmaz mallarının yönetimi konusunda özel kolaylıklar sağlayacak. Yani Ruslar Akkuyu’da adeta İncirlik gibi özerk bir üs elde etmiş olacak.

- Rus proje şirketi santralın hisselerini satmak isterse Türk tarafının hissesi en fazla yüzde 49 olabilecek.

- Santralın yakıt ihtiyacı Rusya tarafından karşılanacak.

- Akkuyu santralı bir ülke sınırları içinde bulunup da sahibi bir başka ülke olan dünyadaki ilk nükleer santral olacak...

Eğer Türkiye bir savaşta yenilse ve nükleer santral için şartlar dayatılsa herhalde bunlardan farklı olmazdı.”

   Mehmet S. Derebeyoğlu


    Var olanı sattınız yetmedi...

   Arazisini, ham maddesini temin edip ve parasını ödeyip santral kuruyoruz. Buna dışa bağımlı bir şekilde elektrik ürettiğimiz için önce çok sevinmiştim. Ama doğmamış çocuğa don biçer gibi onu da satmışsınız...

   Yürü be Tayeep kim tutar seni. Sat bakalım nereye kadar? Ben biliyorum ama söylemeyeceğim...

   Tanrı bizi albızlardan korusun.