Sağolasınız andalar, sizler kadar bende bulup paylaşabildiğim her yeni bilgi için seviniyorum.
Şu yazıtlarda beni en çok etkileyen şey, atalarımızın yüreklerinden geçenleri o temiz ve yalın Türkçelerinden birebir okuyup hissedebilmek.

---

---

*Atamız Ayas erkekliğini ve gücünü evine, yurduna sunabildiği için gururluymuş... Türklerde erkekliğe ve güce verilen önem, koruyuculuk duygusu, aile ve yurt sevgisi kendini bu yazıtlarda olabildiğince gösteriyor.

''ÜÇ YETMİŞ'' SÖZÜ NASIL 63'E DENK GELİYOR?

ALINTI

---

GökTürkçede Sayı Düzeni Şu Şekildedir;
1- Herhangi bir onluk sayıdan (10, 30, 50 gibi) “önce”, herhangi bir birlik sayı (1, 4, 6 gibi) gelirse; onluk sayıdan bir tane düşürülür ve onluktan önce gelen sayı ona eklenir.
Örneğin “biş otuz” sayısında, “biş” birlik sayısı “otuz” onluk sayısından önce geldiği için, “otuz” onluğundan bir tane düşürüp, elde edilen “yirmi” sayısının üzerine “beş” birliğini ekliyoruz. Böylece “biş otuz” sayısını, “yirmi beş” biçiminde günümüz sayı sistemine aktarıyoruz.

2- Herhangi bir onluk sayıdan “sonra”, “artukı” (bugünkü artı gibi) bağlacını takip eden bir birlik sayı gelirse; onluk sayının üzerine birlik sayı doğrudan eklenir. Örneğin “yigirmi artukı yiti” sayısını, “yirmi yedi” biçiminde günümüz sayı sistemine aktarabiliriz.

3- Göktürk yazısındaki yüzlük ve binlik sayılar, günümüzdeki gibidir. “Biş yüz” sayısı, bugünkü “beş yüz” sayısıyla aynıdır. Aynı şekilde “üç bin” sayısı da günümüzdeki gibidir.

Şimdi öğrenmeyi pekiştirmek için birkaç örnek verelim: bir toksan [81]; otuz artukı eki [32]; altı yüz artukı tört kırk [634]; üç bin yiti yüz artukı biş yigirmi [3715]; tört yüz artukı sekiz elli [448]

---

(GökTürkçe)ÜÇ YETMİŞ=(70-10)+3
=(Günümüz Sayma Düzeniyle) 63

Tengiz, bu emeklerin için sana ne kadar tesekkür etsek azdır. Senin Orta ASYA' YA olan ilgin, bizim de bilgilenmemizi sağlıyor. Harika yazıtlar bunlar. Sen varol emi.

Bu başlık altındaki yazıtlar yüzlercesinden yalnızca bir kaç örnek...
Okul kitaplarında ve bu türlü kaynaklar da dediğiniz gibi eski Türk yazıtları doğru dürüst öğretilmeyip üç beş satır bilgi olarak yazılıp geçiliyor anda. Sonra çocuklar büyüdüklerinde akıllarında ''Eski Türkler doğru dürüst yazı kullanmamışlar, bilge kağan yazıtından başka bir yazı da yok, Göktürk yazısı da çinceye benziyor zaten, onlardan almışızdır kesin'' gibi çok tehlikeli izlenimler kalmış oluyor.

Kağanların çinli prenseslerle evlendiğinden söz edip duran ilk okul tarih kitapları yüzünden geçen gün bir arkadaşım ''oğlum çinlilerle karışmışız zaten'' deyiverince tepem attı. Evlenen kişi yalnızca kağan, halktan bir kaç kişi çinli soylularla siyasi evlilik yaptı diye nasıl olur da binlerce obalık Türk halkını çinlilerle karıştı diye yaftalarsın?  Ama adamın suçu yok, öyle ezberletilmiş.
 Açın bakın lise edebiyat kitaplarına, Alp Er Tunga Sagusundan başka Eski Türk Edebiyatı örneği yok. Onunla da dalga geçer liseli gençler. Komik gelir eski Türkçe. Biz de geçtik o çağlardan. Siz Osmanlı saraylılarının farsça şiirlerini kasidelerini o kitaba doldurup öz Türkçe den örnekler vermezseniz gördükleri tek bir eski Türkçe şiire gülüp geçer çocuklar...

Doğu Türkistanda sayfalar dolusu kitap yazılmış Göktürk yazısıyla, nasıl olur da bunlardan bir kaç örnek okutulmaz, adı geçirilmez okullarda?...