Erlik Adana
Ziyaretçi
|
 |
« : 17 Mayıs 2011, 21:17:12 » |
|
Türkmen kızı, halin tavrın, Oğuzlar'ın huyundan mı? Geçmedi mi daha devrin? Bu güzellik oyundan mı?
Şimşek gibi çakışların, Yürekleri yakışların, Böyle yiğit bakışların, Yörük-Türkmen soyundan mı?
Tatlı yelle yellediğim, Göz yaşımla sellediğim, Hep kaş diye beledğim, Oğuz Ata yayından mı?
Yetti gayrı yorulduğum, Gürleyip de durulduğum, ''Nerde?'' diye sorulduğum, Türkmenler'in beğinden mi?
Atla yolundan geçtiğin, Bunaldığında kaçtığın, Kana kana bu içtiğin, Şu dağların suyundan mı?
Ben o güzeli ararım, Yaramı tuzla sararım, Kaçırsam seni zararım, Emminden mi, dayından mı?
Dedim: ''Ne güzelsin bugün!'' Dedin ki: ''Derdinle döğün.'' Güzel yüzün mavi göğün, Güneşinden, ayından mı?
Demiş: ''Yörük işte...Kaba! Ömrünü etmesin heba.'' Sanki çıktıkları oba, Padişah'ın boyundan mı?
Anlattığım öykü oldu, Söz dolandı yaygı oldu, İçimde bir kaygı oldu, Gelen sesler düğünden mi?
Vuruşların beterinde, Kıpçak'ında Tatar'ında, Yiğitlerin katarında, Erlik erin toyundan mı?
|