turan
Ziyaretçi
|
 |
« : 21 Mart 2009, 17:43:32 » |
|
Azerbaycan devleti ve Azeri vatandaşlarını son zamanlarda iyice huzursuz eden gelişmeler yaşanıyor Türkiye ile Azerbaycan arasında. Bu problemlerin en başında ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ermenistan ile son birkaç 'Türk kardeşliği' zedeleniyor mu? Azerbaycan devleti ve Azeri vatandaşlarını son zamanlarda iyice huzursuz eden gelişmeler yaşanıyor Türkiye ile Azerbaycan arasında. Bu problemlerin en başında ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ermenistan ile son birkaç yıldır fazla yakınlaşması geliyor. Buna gereksiz bir yakınlaşma çabası da diyebiliriz kendi bakış açımızdan. Sınırların açılması faslı, halen Azerbaycan’a ve Türkiye’ye düşmanca tavır sergileyen, hatta Amerikan Başkanı Obama’ya ‘soykırımı’ dedirttirmeye çalışan Ermenistan’a fazla yüz vermiyor muyuz sizce?
***
Ortada Karabağ sorunu, tarihsel yalanlarda ısrar ve halen Türkiye’yi dünya nezdinde karalama çalışmaları varken, Türkiye’nin Ermenistan’a gereksiz sempatiklik yapması, Azeri kardeşlerimiz üzerinde olumsuz etki yapıyor ve onları bizden uzaklaştırıyor. Dünya medyasında, Ankara ile Bakü arasında üstü kapalı da olsa, Şahdeniz doğalgazının Avrupa’ya nakli ve Nabucco projesiyle ilgili ciddi sorunlar olduğu şeklinde söylentiler dile getirilmeye başlanıyor. Örneğin, Eurasia Daily Monitor isimli web sitesinde, Washington’daki Jamestown Vakfı uzmanı Vladimir Socor’un yazdığı makalede, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, Azerbaycan doğalgazının Avrupa’ya naklini engellediği ve Nabucco projesiyle ilgili kabul edilemeyecek şartlar koştuğu belirtiliyor.
***
Bu makalenin başlığı ise, belki de Türk karşıtı ülkelerin ve zihinlerin bir temennisi: “Türk kardeşliğinin sonu mu?” “Türk kardeşliğinin sonu mu?” başlıklı makalede, geçtiğimiz günlerde Brüksel’de enerji konusuyla ilgili yapılan müzakerelerde, birkaç katılımcının, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’e, Azerbaycan doğalgazının Avrupa’ya nakli konusunda kabul edilemeyecek şartlar koşmaktan vazgeçmeyi tavsiye ettiği vurgulanıyor. Müzakere katılımcıları, Nabucco projesiyle ilgili koştuğu şartların, ters tepki olarak Ankara’nın kendi çıkarlarına zarar verebileceğini düşünüyorlar. Avrupa Reform Merkezi Başkan Yardımcısı Katinka Barysch de, Türkiye’nin, AB üyesi olmak için Nabucco’yu baskı aracı olarak kullanmaya çalışmasını, kendi ayağına kurşun sıkması olarak değerlendiriyor.
***
Türkiye, Nabucco’yu AB üyeliği için bir silah olarak mı kullanıyor? Eğer kullanıyorsa, Azerbaycan bundan zarar görüyor mu? Nabucco Projesi İdari Direktörü Reinhard Mitschek Azerbaycan ile Türkiye’nin anlaşamamasından dolayı, Nabucco projesinin hizmete girmesinin ertelendiğini kaydediyor. Türkiye ve Azerbaycan’ın yeterince ortak düşmanı var ve bakın bu ortak düşmanlar, aramızı bozmak ve tersine baskı yapmak için olayı nereye getiriyor: “AKP hükümetinin, öne sürdüğü kabul edilemeyecek şartları yerine getirmesi için Azerbaycan’a baskı yoluna da gittiği ortaya çıkıyor. Adı geçen parti, Şahdeniz yatağının işlenmesini geciktirerek, Azerbaycan’ın doğalgaz gelirlerine zarar veriyor. Bu ise Azerbaycan’ın ihraç ettiği bütün doğalgazı alma teklifinde bulunan Gazprom’un işine geliyor. İlginç olsa da, Gazprom, Azerbaycan’a Türkiye’den daha iyi anlaşma teklif ediyor. AB ve Nabucco konsorsiyumu, bu yılın Mayıs ayında projeyle ilgili hükümetlerarası anlaşma imzalanmasını bekliyor. Bu açıdan AKP hükümetinin, projenin çıkmaza girmesine yönelik siyasi sorumluluğu üzerine alıp almayacağı bilinmiyor.”
***
Nabucco’yu AB üyeliği için bir baskı aracı olarak kullanmaya çalışmanın bedeli, Azerbaycan ile gerginliği göze almak pahasına Ermenistan sınır kapılarını açma konusunu gündemde tutmak şeklinde yorumlanıyor. Alıntı
|