Bir varmışşş bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit atarmış TBMM içinde

Memleketin bir padişahı varmış, zalimin tekiymiş. Padişah her köye bir fil göndermiş "bakın besleyin" demiş. Köylü elinde ne var ne yoksa vermiş file beslemiş. Gel zaman git zaman köyde erzak tükenmiş. Eeee fil değil mi tonlarca yermiş ancak doyarmış, hamuduyla götürürmüş.
Köylü kara kara düşünmeye başlamış, ne yapsak nasıl etsek de bu filden kurtulsak diye. Biri çıkmış demiş ki; "gelin hep birlikte gidelim, padişaha anlatalım, durum böyle böyle diye"
Köylü toplanmış fili de almış yola düşmüşler. Yolda gider iken kimisinin içini korku sarmış. Padişah , baş kaldıranı hemen "Ergenekoncu" diye zindanlara attırırmış. Köylü birer ikişer sıvışmış.
Saraya varmış köylü. Bir de dönüp ardına bakmış ki; kimse kalmamış. "Ben size sorarım elbet var mı davadan dönmek" demiş.
Padişahın huzuruna çıkmış köylü. Fil de yanında. Padişah şöyle bir ters ters bakmış. Köylü tırsmış ama geri dönüşü yok. "Padişahım biz sizin bu filinize bakmaktan dolayı çok memnunuz. Eğer bakılacak başka filleriniz de var ise verin biz köylüce gönüllüyüz" demiş
Padişah postuna sığamazmış. Kendini çok beğenirmiş. Halkını küçümsermiş. Köylüye demiş ki "al filini de çek git ulan"
