Çanakkale zaferinin her yıl dönümünde, şafak ayini adı altında neredeyse kardeş ilan edeceğimiz Anzakların törenleri bu yılda şehitlerimizin ruhunu incitircesine kutlandı(!). Binlerce kilometre uzaktan, topraklarımızı işgale gelen bu ingiliz uşaklarından bir özür dilemediğimiz kaldı. Yakında onu da yaparlar. "Topraklarmızı işgalilinize izin vermeyip binlerce Anzak'ı öldürdüğümüz için bizi affedin" gibisinden bir imza kampanyası başlatacaklar utanmasalar. Attığın her adımda bir şehit bulunan topraklarda sabaha kadar içki içip kahrolası işgalci atalarını utanmadan anan Anzakları bu yıl barış elçisi olarak ilan etmişiz. Bu neyin barışı? 100 yıl önce kana susamış gibi saldıran ve binlerce mehmetçiğimizi şehit eden bu soysuz ingiliz uşakları değilmiydi? Ermenilerden yapmadığımız bir soykırım için özür dileyen hain zihniyet, binlerce vatan evladını şehit eden bu soysuzlarada barış elçisi(!) gözüyle bakar tabi. Biz nerde yaşıyoruz? Bu kadar haini içinde barındıran bir ülke daha varmıdır acaba?

Başbuğ Atatürk düşmana karşı bir büyüklük göstermiş, düşman analarına Türk'ün büyüklüğünü gösterircesine bir mektup göndermiş; fakat görüldüğü üzere nasıl ki  Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünü çarpıtıyorlarsa bu mektubu da göz önünde bulundururak tarihi çarpıtıyorlar.

Bir Türk kızı yabancı bir erkek için o sözü söyler mi? Hadi söyledi diyelim, buraya bizimle savaşmaya gelmiş olan adamların torunlarına denilir mi o laf? Yazık gerçekten...