Vatan ve Millet Sevgisi Atatürk, vatanı ve milleti için yaptıklarını asla yeterli bulmayan engin bir ruh yüceliğine sahipti. Vatanına ve milletine olan sevgisiyle ilgili olarak
''Ben, gerektiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim.'' demişti.
Atatürk' ün yurtseverliği, Türk milletine olan saygı ve sevgisinden kaynaklanıyordu. Ona göre Türk milletin karakteri yüksekti. Türk milleti, zeki idi. Türk milleti, birlik ve beraberlik içinde, güçlükleri yenmesini bilen bir milletti.
Bir gün yabancı bir büyükelçinin, Atatürk' e Büyük iskender ile aynı bölgede doğduğunu hatırlatması üzerine Atatürk, şu cevabı verir:
''Benzeyiş o noktada durur. İskender cihanı fethetti; ben etmedim. İskender cihanı fethederken kendi vatanını unuttu; ben hiçbir zaman vatanımı unutmayacağım.'' diyerek sonsuz vatan sevgisini dile getirir.
Atatürk, gelecek kuşaklar için vatanımızın cennet yapılmaya yaraştığını düşünerek çalışmamızı isterdi. Bu konuda,
'' Ancak kendilerinden sonrakilere düşünebilenler, milletlerini yaşatmak ve ilerletmek imkânlarına kavuştururlar. '' diyordu.
Mantıklı ve Gerçekçi Oluşu Atatürk' ün en belirgin yönlerinden biri de işlerinde mantık kurallarının dışına çıkmaması, her sorunu çözümünde mantık kurallarına göre hareket etmesidir. Atatürk' ün ortaya koyduğu bütün eserlerinin temelinde mantık ve akılcılık vardır. Atatürk,
'' Akıl ve mantığın çözümlemeyeceği mesele yoktur. '' Atatürk,
'' Bizim akıl, mantık, zekâ ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. Bütün hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilleridir. '' diyerek yaşamında attığı her adımda akıl ve mantığın nasıl kullanıldığını dile getirmiştir.
Atatürk' ün yaptığı inkılaplar incelendiğinde, bunların mantık ve akılcılığın üstünlüğünden kaynaklanarak gerçekleştirildiği kolayca anlaşılabilir.
Kurtuluş Savaşı' nın kazanılmasından sonra, Bursa' da öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada Atatürk:
'' Bugün eriştiğimiz nokta gerçek kurtuluş noktası değildir... Kurtuluş, cemiyetteki hastalığı ortaya çıkarmak ve iyileştirmekle elde edilir...Fikirler manasız ve mantıksız safsatalarla dolu olursa o fikirler hastadır. Aynı şekilde toplumsal hayat akıl ve mantıktan uzak, zararlı birtakım inanış ve geleneklerle dolu ise cemiyet felce uğrar...'' demiştir.
Atatürk' ün bu sözlerinde, kurtuluşu süreki kılmak için yapılması gerekli işleri düşünmeye başlayan bir önderin, mantıklılığını ve gerçekçiliğini görmek mümkündür.