Konu Başlığı: ATATÜRK VE GENÇLİK Gönderen: K A L K A N üzerinde 07 Mayıs 2010, 22:50:28 ATATÜRK VE GENÇLİK
Atatürkçü görüş,gençliğe önemli bir yer verir.Tarihte hiçbir lider,Atatürk kadar ulusunun gençliğe güvenmemiş,onun kadar gençliğe değer vermemiş,onun kadar gençlikle bütünleşmemişti. Daha milli mücadele başlamadan önce Atatürk için Türk gençliği başlıca umut kaynağıydı.1918’de kendi el yazısı ile”Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz.Bende bu imanı yaşatan kuvvet,yalnız aziz memleket ve milletin hakkındaki sonsuz sevgim değil,bugünün karanlıkları,ahlaksızlıkları,şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık sermeye ve anlamaya çalışan bir gençlik görmemdir.” Milli mücadele yıllarında,Sivas kongresi günlerinde İstanbul gazetelerinin başyazarları,hatta kurtuluş savaşının önde gelenleri “manda” tezini savunurken,kongreye yüksek öğrenim temsilcisi olarak arkadaşları adına askeri tıp örgencisi bir genç(Hikmet) heyecanla söz alarak:”Mandayı kabul etmeyeceğini, kabul edecek olanlar varsa,bunları kim olursa olsun red ve takbih edeceklerini söyler” farzı mahal(gerçekleşmesi imkansız bir varsayım) olarak manda fikrini M. Kemâl kabul edecek olsa onu da reddedeceklerini”haykırın. M. Kemal, son derece duygulanmıştı.Heyecan dolu bir sesle:”Arkadaşlar gençliğe bakın,Türk bünyesindeki asil kanun ifadesine dikkat edin.”der. Yıllar sonra “Asil kan” sözünü büyük nutkunda da kullanacaktır. Genç tıp öğrencisine hitaben “Evlat müsterih ol “:gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum .Azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz parolamız tektir ve degişmez Ya istiklal ya ölüm !... güvencesini verir ve genci alnından öperek şöyle der”Vatanın bütün ümidi ve geleceği size genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır.” Yine 1919 da kurtuluş savaşı başlarında “Biz her şeyi gençliğe bırakacağız.Geleceğin ümidi,ışıklı çiçekleri onlardı.Bütün ümidim gençliktedir. Aslında M.Kemal ve kurtuluş savaşının ön saftaki lider kadrosu da genç sayılırlar.Samsun’a çıktığında 38 yaşındaydı.Her şeyden önce kafa yapısı ve heyecanı ile de gençti.Rauf Bey,Refet Bele,K.Karabekir,A.Fuat paşa İsmet paşa 37-38 yaşlarındaydılar.İsmet paşa daha da gençti.Milli Mücadeleyi destekleyen Sivil aydınlar da gençti. Fatif Rıfkı, Ruşen, Eşref, Y. Kadri,Y. Kemal Beyatlı 25-30 yaşlarında Bu “Altın kuşak” istibdat devrini yaşamış, II.Meşrutiyeti ve onu izleyen çalkantıları, Balkan felaketlerini yaşayarak, bunlardan gerekli devleri çıkarmış bir kuşaktı. Birinci dünya savaşının ateş çemberinden geçmiş yürekleri yanmış, genç yaşta büyük tecrübe edinip olgunlaşmışlardır. Atatürk Hayatı boyunca gençleri desteklemekten geri kalmadı. Yetenekli gençlere değer vermenin başarı için şart olduğuna inandı. Düşmanın en tehlikeli günlerinde, Sakarya savaşından biraz önce Ankara’da toplanan milli eğitim kongresine Türk gençlerinin nasıl yetiştirilmesi gerektiğini anlatıyor. Ve şöyle diyordu; “Gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakarlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.” Büyük Zaferden sonra “Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.”Cumhuriyet ilan edilmeden Adana’da Türkocağında “Sizin gibi gençlere malik bulundukça, bu vatan ve milletin şimdiye kadar elde etmeyi başardığı zaferlerin üstüne çok daha büyük zaferler koyabileceğine şüphe etmiyorum. 30 Ağustos 1924’te büyük Zaferin 2. yıldönümünde dumlupınar’da bağımsızlık savaşımızı anlatırken, son sözlerini özellikle memleketimizin gençliğine yöneltmek istiyorum; Gençleri, cesaretimizi artıran ve sürdüren sizsiniz. Siz olmakta olduğunuz terbiye ve irfanla insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil!...Gelecek sizden, Cumhuriyeti biz kurduk onu yüceltecek yaşatacak olan sizsiniz! 1927’de verdiği Büyük Nutkunda Kurtuluş savaşını siyasi ve askeri yönünü belgelerle açıklar. İMP luğunun nasıl çöktüğünü, genç T:C: nin nasıl doğduğunu Türk devriminin amaçlarını açıklar. Nutkunun sonunda şöyle der! “ Bu Konuşmamla milli hayati sona ermiş sayılan büyük bir milletin bağımsızlığını nasıl kazandığını bilim ve tekniğin en son esaslarına dayalı, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bütün ulaşmış olduğumuz sonuç, yüzyıllardan beri çekilen milli felaketlerden alınan derslerin ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanalların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.”Arkasından gençliğe hitabeyi okur, bütün bakışları, Ankara ovasının derinliklerine dalar. Gözlerinden Türk Gençliğine olan güven ve sevginin ifadesi olan birkaç damla yaş süzülür. Atatürk’ün gözünde, Türk gençliği milletin dinamik kesimidir, geleceğidir, taze güçtür, asil kandır, milletin özsuyu, hayat kaynağıdır. Gençlik idalisttir, çıkan ardında değildir. Daima iyiyi doğruyu ve güzeli anar. Hakkın doğrunun yanında yer alır. Yorgunluk nedir bilmez. Bezginliğe kendini kaptırmaz. Açık düşünceli, açık sözlü, dürüst ve yapıcıdır. T.C. Devleti iç ve dış tehlikelere karşı Türk devrimini ve Cumhuriyeti korumak için fikren, ilmen, bedenen,fenen,kuvvetli,erdemli,yüksek karakterli bilimden güç alan, fikir eğitimiyle olduğu gibi beden eğitimiyle de yeteneklerini geliştirmiş güzel sanatları seven, yorulmak bilmez derecede çalışkan bir gençlik yetiştirmek devletin görevleri arasındadır. Kendisini en iyi şekilde yetiştirmek için her olanaktan yararlanarak var gücüyle çalışmakta Türk gencinin görevidir. Türk genci göreceği öğrenimin sınırı ne olursa olsun ilk önce ve her şeyden önce Türk Milletinin bütünlüğünü,Bağımsızlığına, benliğine yönden tehlikeleri göğülemek gerektiğini öğrenmiş olmalıdır. Atatürk’e göre <çalışmaksızın fikri gelişme ve ahlaki olgunluk da mümkün değildir. “Tembellik bütün kötülüklerin anasıdır” çalışmaktan bu cezadan bir sıkıntıdan bir kötülükten kaçar gibi kaçınmak, çok kötü ve tedbirsizce bir harekettir. Çalışmak ,ilk sıkıntılara ve isteksizliklere üstün geldikten sonra en şiddetli bir zevktir.Çalışmayı,ceza saymak,onun güzelliklerini ve iyiliklerini tanımamak tabiata karşı haksızlık olur.İnsan çalışmadığı işi eli altında veya kafasının içindeki eserini büyümekte ve yükselmekte gördüğü zaman ne büyük zevk duyar…Bu zevk,bütün zahmetleri,saban arkasından dökülen terleri,sanatkarın,düşünürün bazen pek acılı olan yorgunluklarını derhal unutturur. Atatürk,hayatının sonuna kadar Türk gençlerine çalışkanlık öğüdü vermekten geri kalmamıştır.”T.C. nin özellikle bu günkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyor;”Batı senden Türkten çok geriydi manada,fikirde,tarihte bu böyleydi.Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa,ey Türk çocuğu o kabahat da senin değil,senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur.Şunu da söyleyeyim ki çok zekisin!..bu belli fakat fakat zekanı umut!..Daima çalışkan ol!.. Atatürk,Onuncu Yıl Nutkunda:”Geçen zamana oranla daha çok çalıcağız.Daha az zamanda,daha büyük işler başaracağız!” Atatürk,Türk gençliğinin,Türk devrimine ve Cumhuriyete sahip çıkacağından emindi,Kendisine uzun yaşamağa çalışmasını,aksi halde eserinin yıkılabileceğini söyleyenlere cevabı şu olmuştur.”Unutmayınız ki,Mustafa Kemaller yirmi yaşındadır “ Behçet Kemal Çağlar,”İstediğin hasada bu yurtta rençperiz biz.Senin Mustafa Kemal dediğin gençleriz biz! Türk Gençliği;Atatürk’ün ışıklı yolunda var gücüyle çalışarak,onun ilkelerine ve eserine sahip çıkarak,bu güvene layık olduğunu göstereceğine eminiz.Eseri sonsuza kadar yaşatılacaktır.Ruhu şad olsun! |